Dünyanın En Büyük Felaketleri

1970 yılında Bhola kasırgası, en önemli kasırga olarak kaydedilmiştir. 7–13 Kasım 1970 yılında süren kasırga sonucu 3,5 milyon kişi etkilenmiştir. Tip Tayfunu ise en güçlü kasırgalar arasında olmuştur. 4–19 Ekim 1979 yılları arasında Pasifik Okyanusu Kuzey batı yönünde meydana gelmiş, 2220 km rüzgâr alanı, 305 km/s hızıyla günümüze kadar en felaket tayfun arasındadır.

1972 yılında meydana gelen Tipi felaketinde 3–9 Şubat 1972 arasında 8 mt yüksekliğinde kar oluşmuş 200 köy tamamen yok olmuştur. 16 Aralık 1920 yılında Çin’de 8,5 büyüklüğünde deprem olmuş ve 200.000 kişi oluşan toprak kaymasında ölmüştür. 26 Nisan 1989 yılında Daulatpur-Saturia Hortumu Bangladeş merkezli ortaya çıkmış 1.300 kişi yaşamını yitirmişti. Amerika Tri-State Hortumu ise 695 ölüme sebep olmuştur. 2004 yılında 9,0 büyüklüğünde depremin Hint Okyanusu Sumatra Adası’nda oluşması sonucu Tsunami başlamış, 230.000 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

31 Mayıs 1970 yılında Peru’da deprem sonrası ortaya çıkan çığ felaketi 20 bin üzeri kişinin ölümüyle sonuçlandı. Endonezya Sumbawa Tambora volkanı paylaması sonucu 12 bin kişi ölmüştür. Çin Huang He nehrinin taşmasıyla oluşan selde 3,7 milyon kişi ölmüştür. 22 Mayıs 1960 yılı Şili’de 9,5 büyüklüğündeki depremde 6 bin kişi, 23 Ocak 1556 Çin Şensi’de 8,0 büyüklüğündeki depremle 830 bin kişi ölmüştür. Bu rakam bölgenin %60 nüfusu anlamına geliyor.

2009 yılında Meksika merkezli olan domuz gribi, 191 ülkeye yayılarak 8.750 kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu. 2014 yılındaki Ebola virüsü ise Gine köyü merkezli olup, Afrika’nın Batısında bulunan bazı ülkelere sıçrayarak 11.325 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Küresel felaketler arasında yer alan Çernobil Felaketi, nükleer santralin 4. reaktöründe oluşan patlama sonrası radyasyon yaymasıyla biliniyor. Bu o kadar büyük bir radyasyondu ki; Hiroşima ve Nagazaki tarafında atılan atom bombasından yayılan etkinin 200 katı kadar büyüktü.

Bu felaket Rusya tarafından gizlense de, zamanla İskandinav bölgesinde yüksek çıkan radyasyon değeri, 31 kişinin ölmesi sonrası bölge temizlemesine katılan 4.000 kişinin 1 yılda hayatını kaybetmesi ile sonuçlandı. 2004 yılına kadar Ukrayna, Belarus ve Rusya’da bulunan 18 yaşın altındaki 4.000 kişide tiroid kanseri, mutosyona uğramış sayısız canlı bulunuyor. Mutasyondan etkilenen çocuklar, yetişkinler ve hayvanlardır. 30.000 ile 60.000 arasında kişinin ise radyasyon sebebiyle kansere yakalanıp öldüğü bilim adamlarınca tahmin edilmiştir.

AIDS; tedavisi günümüzde dahi hala bulunamayan, maymunlardan geçen HIV nedeniyle ilk olarak 1959 yılında Kongo bölgesinde ortaya çıktı. 1980 yılında ise isimlendirilen bu virüs nedeniyle 35 milyona yakın ölüm tespit edildi.

Soğuk savaş sonrası yaşanan ilk sıcak savaş olan Kore Savaşı’nda 545.709 kişi yaşamını yitirdi. Çin, Amerika ve müffettiklerinin katılımı sonucu 1953 yılına kadar devam etti, ancak 2009 yılında Güney ve Kuzey Kore arasında yapılan ateşkes ile resmi olarak sonlandı.

1 Eylül 1939 yılında Almanya’nın Polonya’yı işgali sonrası asker ve sivil olmak üzere 73 milyon kişi yaşamını yitirdi. 15 Ağustos 1945 yılına kadar devam eden bu savaşta Amerika tarafından Hiroşima, Nagazaki bölgelerine atom bombaları atmasıyla felaketler yaşanmaya devam etmiştir. Bu savaşta kitlesel ölümler yaşanmış, Almanya Musevilere yönelik gaz odaları kullanmıştır. Soğuk savaş dönemiyle tüm bu felaketler sonlanmıştır.

Dünya savaşının etkileri savaş sonrası kendisini tüm karanlık yüzüyle göstermeye devam etmiştir. İspanyol gribi tüm dünyayı kasıp kavuran bir salgın olmuştur. Tam 500 milyon kişiye bulaşan virüs sonucu 40–50 milyon arasında vatandaş hayatını kaybetmiştir.

1.Dünya savaşı sonuçları arasında sadece toprak kayıpları yer almıyor. En önemli yıkımlardan birisi de savaş sonrası asker ve sivillerin gerekli hijyeni sağlamamaları üzerine, bitten kaptıkları tifüs virüsünün yayılması sonucu 3 milyon kişinin yaşamını yitirmesidir.

Tüm felaketler salgınlar olarak nüksetmiyor. Bazı felaketler insanların eliyle özenle hazırlanmış felaketler arasına girmeyi başarıyor. Savaşlar, ülkelerin başına gelebilecek en büyük felaketler arasındadır. Osmanlı İmparatorluğu, Rus İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yıkımıyla sonuçlanan savaşta, Avrupa’da olduğu gibi Orta Doğuda ‘da yeni devletler kurulmuştur.

Hindistan merkezli olup, Afganistan, daha sonra Rusya’ya yayılmıştır. Hızla yayılma süreci Avrupa, Amerika ve Afrika olarak devam etmiştir. Dünya genelinde milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. Dünya tarihinin en can alıcı felaketleri arasında yer alıyor.

Çiçek salgını 1520 yıllarında ortaya çıkmış 56 milyon kişi, daha sonra ortaya çıktığı yıllarda ise 20 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur. Dr. Edward Jenner tarafından 1796 yılında, inek çiçeği bakterisini kullanarak geliştirilen aşıyla çiçek hastalığına çözüm bulmuştur.

Bunun yanı sıra; 1700 yıllarında İtalya, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerde ortaya çıkan sarıhumma hastalığı için de aşı üretilmesi sağlanmış oldu. Bu hastalıkta ölen kişi sayısı bilinmemekle birlikte 19. yy içerisinde de görülmüş ve İspanya’da 300 bin kişinin ölümüne sebep olmuştur.

1576 yılında Meksika’da ortaya çıkan kanamalı ateş hastalığı adıyla bilinen veba, uzun yıllar sonra yine ortaya çıkmıştır. Veba salgınında yayılmasını etkileyen faktörler arasında kuraklık gösterilmektedir. Bunun yanı sıra Avrupa’nın Amerika’yı kuşatmaya çalışması da vebanın yine ortaya çıkmasına neden olmuştur. Salmonella virüsünün sebep olduğu felakette 15 milyon olarak belirlenen sayıda Aztek yaşamını yitirdi.

15.yy olarak bilinen suçiçeğinin yayılması, Avrupa sınırlarından Amerika’ya sıçramasıyla büyük bir kırılmaya sebep oldu. Özellikle Kızılderililerin etkilendiği ve Kızılderili nüfusunu yarıya düşüren bu salgında Avrupa nüfusu %30 oranında azalmıştır.

Yersinia Pestis bakterisi sonucu dünya genelinde 200 milyon yaşamını yitirdi. Salgın hızla Avrupa’ya yayıldı. Bunun nedeni ise 1347 yılında Moğollar tarafından kuşatılan Kırım Ceneviz Ticaret Merkezi’nde bulunan, daha önceden ölen vebalı askerleri mancınık kullanarak şehre fırlatması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu ticaret merkezinden kaçan kişilerin taşıdığı bakteri, Avrupa nüfusunun 1/3 oranında nüfusunun yaşamını yitirmesine yol açtı.

Veba yüzyıllar geçmesine rağmen unutulmayan en büyük felaketler arasında. Tekrarlamaması adına birçok araştırma yapılmış ve önlemler alınmaya çalışılmıştır. 541 yılında ise veba hastalığı 2. kez tüm karanlık yüzüyle ortaya çıkmıştır. İstanbul; Konstantine adıyla alındığı Roma İmparatorluğu zamanında elzem durumun yaşanmaması için önlemler, tedbirler ve birçok tecrit yapılmış, giriş çıkışlar yasaklanmış, gemilerin dahi demir alması yasaklanmıştır.

Veba hastalığı bu önlemleri geride bırakarak Konstantine’yi ele geçirdi. Vebanın tekrar geliş sebebi ise askerler tarafından getirilen eşyaların kontrollerinin sağlanmamasıydı. Malzemeler içerisinde veba virüsü taşıyıcısı fareler bulunuyordu. Justinyen vebası sonrası Tiyatrolar Caddesi salgının merkezi haline geldi. 500 bin nüfusa sahip olan Konstantine’de 230 bin kişi öldü. Dünya çapında ölenler ise 30–50 milyon rakamına ulaştı. Kraliçe Theodore’nin haber vermeden şehri ziyaret etmek istemesi ve konuşacak kimsenin olmadığını görmesi üzerine geri dönmesi sonucu, İmparator Justinyen vebaya yakalandı. 2 günlük ömür biçilen İmparator, Kraliçe Theodore tarafından 7 aylık bakım sürecinde sağlığına kavuştu.

Veba salgını; dünyanın yaşadığı felaketler arasında yer alan en geniş çaplı bir felaketti. Roma İmparatorluğunda ortaya çıkması ise Doğu seferi sonrası geri dönen askerlerden hızla bulaşıp yayılmasaydı. Veba salgınları arasında o kadar etkiliydi ki; Roma İmparatorluğu nüfusunun %30’luk kısmına tekabül eden 5 milyon kişi bu hastalıktan yaşamını yitirdi. Günde 2 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan vakada Roma İmparatoru olan Lucius Verus yaşamını yitirenler arasında yer aldı.